02.Ağustos.2022 12:00

Filizlenmiş Baklagillerin Faydaları

  1. Artan Besin Değerleri: Filizlenme süreci, baklagillerdeki besinlerin biyoyararlanımını artırır. Bu, vücudun besinleri daha kolay sindirip kullanabilmesi anlamına gelir. Özellikle B vitaminleri, C vitamini ve demir gibi besinlerin miktarı filizlenme ile artar.
  2. Daha İyi Sindirim: Filizlenme sırasında, baklagillerdeki bazı anti-besin maddeleri (örneğin fitat asit) azalır. Bu durum, baklagillerin daha kolay sindirilmesini sağlar ve besin emilimini artırır.
  3. Protein Kalitesinin Artması: Filizlenme, proteinlerin daha kolay sindirilebilir hale gelmesine yardımcı olur. Ayrıca, bazı amino asitlerin miktarının artmasına da neden olabilir.
  4. Glisemik İndeksin Düşmesi: Filizlenmiş baklagiller, kan şekerini daha yavaş yükseltir, bu da onları diyabet yönetimi için iyi bir seçenek yapar.
  5. Daha Fazla Lif İçeriği: Filizlenme süreci, baklagillerin lif içeriğini artırabilir. Lif, sindirim sağlığı için önemlidir ve uzun süre tokluk hissi vererek kilo kontrolüne yardımcı olabilir.
  6. Antibakteriyel ve Antiviral Özellikler: Bazı araştırmalar, filizlenmiş baklagillerin antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahip bileşenler içerebileceğini göstermektedir. Bu, genel bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere sahip olabilir.
  7. Lezzet ve Çeşitlilik: Filizlenmiş baklagiller, farklı yemeklerde kullanılarak diyetinize lezzet ve çeşitlilik katabilir.
  8. Filizlenmiş baklagillerin bu faydalarından yararlanmak için, evde filizlendirme işlemini kolayca uygulayabilir ve günlük beslenmenize dahil edebilirsiniz.

     

    Filizlendirme İşlemi Nasıl Yapılır?

    Evde filizlendirme işlemi oldukça basittir ve birkaç adımda yapılabilir. İşte evde baklagil filizlendirme için izlemeniz gereken adımlar:

    1. Baklagilleri Seçin ve Yıkayın: Mercimek, nohut, fasulye gibi filizlendirmek istediğiniz baklagilleri seçin. Baklagilleri iyice yıkayarak toz ve kirlerden arındırın.

    2. Suda Bekletme: Baklagilleri geniş bir kaba alın ve üzerini geçecek kadar su ile doldurun. Baklagilleri 8-12 saat veya bir gece boyunca suda bekletin. Bu süreç, filizlenmeyi başlatacaktır.

    3. Suyunu Süzün ve Durulayın: Bekleme süresi sonunda baklagillerin suyunu süzün ve iyice durulayın.

    4. Nemli Bir Ortamda Bekletme: Baklagilleri nemli bir ortamda bekletmek için, onları bir süzgeçe yerleştirin veya nemli bir bezin/mutfak kağıdının üzerine yayın. Bezi veya kağıdı nemli tutmak için gerektiğinde su püskürtün.

    5. Saklama ve Havalandırma: Süzgeç veya bez ile kaplı baklagilleri oda sıcaklığında, doğrudan güneş ışığı almayan bir yere koyun. Günde birkaç kez su püskürtün ve baklagilleri havalandırın. Bu, küf oluşumunu önleyecektir.

    6. Filizlenmeyi İzleyin: Baklagiller genellikle 2-3 gün içinde filizlenmeye başlar. Filizlerin boyu yaklaşık 1-2 cm olduğunda, filizlenme tamamlanmış demektir.

    7. Son Durulama ve Kullanım: Filizlenme tamamlandığında, filizleri son bir kez iyice durulayın. Artık filizlenmiş baklagilleri salatalarda, sandviçlerde, yemeklerde kullanabilir veya çiğ olarak tüketebilirsiniz.

    8. Saklama: Kullanmadığınız filizleri hava geçirgen bir kapta buzdolabında saklayın. Böylece birkaç gün boyunca tazeliğini koruyacaktır.

    Evde filizlendirme işlemi, baklagillerin besin değerlerini artırmanın yanı sıra, onları daha lezzetli ve sindirimi kolay hale getirir.

     

    Filizlendirme İşlemi ve Sürdürülebilir Tarım

Filizlendirilmiş bakliyatın sürdürülebilir tarıma katkısı, birkaç önemli noktada kendini gösterir. Bu katkılar şu şekilde özetlenebilir:

  1. Daha Az Su ve Kaynak Kullanımı:
  2. Düşük Karbon Ayak İzi:
  3. Toprak Koruma:
  4. Atık Azaltımı:
  5. Yerel Üretim ve Tüketim:
  6. Besin Değerinin Artması:
  7. Çeşitlilik ve Biyoçeşitlilik:

 

Gelecek İçin Kuraklığa Dayalı Bir Üretim Planlaması Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri gezegenimiz için en önemli konulardır. Özellikle küresel ısınmanın bir sonucu olan kuraklık çok ciddi bir tehdit yaratmaktadır. Çünkü modern bilimde de belirtildiği üzere yaşam suda başlamıştır ve susuz bir yaşam düşünülemez. Ayrıca suya zehirli kimyasalların bırakılması ve suyun çekilmesi de, tarım alanlarından alınması gereken verimi düşürecektir. Tarım alanlarından elde edilen gıdalar bir insanın yaşamı için temel beslenme öğeleridir.

Birleşmiş Milletler’in 2021 Kuraklık Raporu, dünyanın belirli bölgelerinde azalan yağışlarla birlikte önümüzdeki dönemde karşılaşacağımız riskleri gözler önüne sermektedir. Aynı zamanda kuraklığa neden olan temel etkenler ve su kıtlığına karşı alabileceğimiz önlemler de rapor içinde yer almaktadır. Küresel ısınmanın su dağılımı üzerindeki etkileri uzun süredir hissedilimekte ve raporun yazarları, şu sözlerle sorunun ciddiyetine dikkat çekmektedir:

“İnsan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliği, kuraklık sıklığı ve şiddeti, halihazırda dünyanın birçok bölgesinde etkili oldu. Su kıtlığının zaten mevcut olduğu alanlar özellikle etkilendi. Dünya endüstri öncesi döneme kıyasla 2 °C daha yüksek küresel sıcaklık ortalamasına dosdoğru ilerlerken, kuraklığın birçok bölgede daha yoğun şekilde etkili olması bekleniyor.”

Bugünkü çevre sorunlarına baktığımızda hızlı nüfus artışı, küresel ısınma, ormanların ve sulak alanların tahrip edilmesi, çölleşme, sel baskınları, yer altı sularının çekilmesi-kirlenmesi ve yenilenemez kaynakların tükenmesi gibi pek çok sorun ile karşılaşmaktayız.

Bu yüzden su gereksinimi birçok ürüne kıyasla daha az olan, sağlık yönünden besleyici, saklaması kolay ve raf ömrü uzun olan gıdalar tercih edilmelidir. Burada akıllara ilk olarak bakliyatlar gelmektedir. Çünkü bakliyatlar diğer besinlere göre daha az suya ihtiyaç duymaktadır. Ve dünyanın dört bir yanında bakliyat yetiştirilebilmektedir. Zaman içerisinde bu değişimi fark eden ülkeler bakliyat yetiştirimi için çeşitli teknolojik yatırımlar yaparak üretim gerçekleştirip, tüketiciye sunmaktadır. Sürdürülebilir tarıma çokça katkısı bulunan bakliyatlar, uzun ömürlü ve korunması kolay gıdalar olmasından dolayı gelecek için kuraklığa dayalı bir üretim planlaması yaparken; tercih edilmesi gereken gıdaların başında gelmektedir. 

Bu makale size faydalı oldu mu?