27.Mart.2024 12:00

Yayla Bakliyat’ta Sürdürülebilir Üretim: Geleceği Nasıl Şekillendiriyoruz?

Yayla Bakliyat’ta Sürdürülebilir Üretim: Geleceği Nasıl Şekillendiriyoruz?

Sürdürülebilir üretim günümüzde markaların giderek önem verdiği bir konu haline geldi. Şüphesiz ki dünya kaynakları sonsuz değil ve her üretimle birlikte giderek azalmaya devam ediyor. Bu durum dünyanın ekolojik sistemini bozduğu gibi aynı zamanda gelecek dönemde yaşayacak insanlar için de ciddi sorunları beraberinde getiriyor.

Yenilenebilir kaynaklara yönelmek bu yüzden gün geçtikçe hızlanmaktadır. Sayılı birkaç marka arasında yer alan Yayla Gıda, bu noktada elinden geleni yapmaya devam ediyor. Mutfakta ve gıda sektöründe sürdürülebilirlik adına özel projelendirmeler sayesinde kısıtlı kaynakların korunması sağlanmaktadır. Diğer taraftan sahip olduğu diğer özelliklerle birlikte de müşterilerine değer verdiğini göstermektedir.

Mutfakta sürdürülebilir olmak kişisel ve kurumsal çabalarla meydana gelebilecek bir unsurdur. Kişisel anlamda yapılacaklar ciddi oranda etki yaratsa da asıl farklılık markaların bu noktada atacağı adımlarla mümkün olacaktır. Eğer siz de bu konuya ilgiliyseniz ve bir adım atmak istiyorsanız verilecek tüyolara göz atabilirsiniz!

 

Mutfakta Sıfır Atık: Başlangıç Rehberi

Mutfakta sıfır atık ilk bakışta kulağa tuhaf ve uygulanması zor gelebilir. İlk etapta kullanıcıların uyum sağlaması zor olsa da uzun vadede uygulanabilir olmasıyla dikkat çekmektedir. Sürdürülebilirliği de vurgulayarak oluşturulan bu sıfır atık dengesi için kişisel anlamda yapabilecekleriniz ise çok fazla!

Önce sıfır atık ne demek, nasıl uygulanıyor buna göz atalım. Sıfır atık; mutfakta kullanılan her bir ürünün en iyi şekilde kullanılması ve kullanım sonrası çöp çıkarmaması anlamına gelir. Çöp olarak ifade edilen kısım aslında hiç atık çıkmaması olarak da adlandırılabilir. Atık çıkmaması adına var olan ürünü en iyi şekilde kullanmalı ve israf edilmemelidir.

Başlangıç aşamasında kişisel olarak dikkat edebileceğiniz ve uygulayabileceğiniz noktaları şu şekilde özetleyebiliriz:

  • İhtiyaca Göre Alışveriş: Alışveriş sırasında her ne kadar ‘ihtiyaç’ olarak görüp alım yapsanız da dönem dönem bazı ürünleri çöpe atmak zorunda kalabilirsiniz. Bu durum hem gereksiz alım ve üretimi destekler hem de kullanılamayan üründen ötürü atık oluşturur. Bu yüzden, alışverişe çıkmadan önce az alım yapmalı sadece o an ki ihtiyaca göre hareket etmelisiniz.
  • Ürünleri En İyi Şekilde Değerlendirmek: Var olan besinleri yemek yaparken ya da tüketirken istediğiniz forma çevirmek için uygulama yaparsınız. Ancak bu uygulamalar sırasında bazı ürünlerin kullanılabilecek kısımlarını da çöpe atıyor olabilirsiniz. Örneğin, maydanoz ve dereotu gibi sebzelerin saplarını ya da patates gibi ürünlerin kabuklarını çöpe atmak. Bunun önüne geçmek için en iyi şekilde değerlendirebileceğiniz menülere göz atın.
  • Var Olanı Dönüştürün: Türk mutfağında özellikle geçmiş dönemdeki insanlarda sık görülen bir davranış var olanı dönüştürmektir. Önceki günden yaptığınız ve bitmeyen pilavı bir çorbaya ya da sütlaca dönüştürebilirsiniz. Bayatlayan keklerden ise yeni bir tatlı oluşturabilirsiniz. En sık görülen yöntem ise bayat ekmeklerden köfte yapmak olacaktır.
  • Aşamalı İlerleyin: Bir anda sıfır atık mutfak dönüşümü yaratmak zor ve gözde büyüyen bir durum olacaktır. Bu yüzden aşamalı olarak ilerlemeye özen göstermelisiniz. Örneğin önce mutfağınızda var olan sebzeleri nasıl farklı ve değişik değerlendirebileceğinize bakarak başlayabilirsiniz. Bir sonraki aşama alışverişlere dikkat etmek olabilir.
  • Sadece Yenebilir Olanlara Odaklanmayın: Sürdürülebilir olmak sadece yiyeceğiniz gıdalarla sınırlı değildir. Mutfakta sıfır atık uyumunu sağlamak için temizlikten hijyene kadar geniş bir çerçevede durumu ele alın. Örneğin, kullan at yağlı kağıtlar yerine tekrar kullanabilir olanları tercih edin. Diğer taraftan alüminyum folyolar yerine balmumu kağıtlarını kullanın.
  • Sürdürülebilirliği Destekleyen Markalara Yönelin: Kişisel olarak yapabilecekleriniz bir yere kadar sınırlıdır. Bu yüzden en büyük etkiyi doğru markaları destekleyerek elde edebilirsiniz. Sürdürülebilirlik konusunda ciddi yatırımları olan ve bunu hayata geçiren markaları seçtiğinizde diğer markaları da harekete geçirebilir, alacağınız ürünlerin üretimde daha az kaynak tüketildiğine emin olabilirsiniz.

Peki bu markalara nasıl karar vereceksiniz? Hangi markanın sürdürülebilirlik konusunda çalışmaları olduğunu nasıl anlayacaksınız?

Markaların sürdürülebilirlik konusunda yaptığı çalışmaları anlamak için etiket okumayı öğrenmek gerekmektedir. Etiketler, satılan ürünlerin ambalajında yer alarak var olan çalışmaları ya da çalışmalar sonucunda elde edilen bazı özellikleri belirtecektir. Bu noktada bazı etiketler şu şekildedir:

Lokasyon Avantajı ile Sürdürülebilirlik

Üretim sahalarına yakın fabrikaların kurulması, sürdürülebilirlik konusunda önem arz etmektedir. Ham maddeye yakın olmasından dolayı ekstra taşımacılık ve bundan dolayı doğaya gaz salınımının önüne geçilecektir. Diğer taraftan çabuk bozulma ihtimali olan gıdaların hızlı bir şekilde işleme alınmasıyla israfın da önüne geçilmektedir.

Bitkisel Bazlı Beslenme Farkındalığı

Hayvansal protein elde etmek hem var olan hayvan sayısının azalmasına hem de üretim sürecinde bazı ekstra faaliyetlere neden olmaktadır. Halbuki bu gıdalara eş değer olan bitkisel bazlı protein besin zincirine geçilmesi ekosistemi daha fazla koruyucu bir hale getirmektedir.

Yenilikçi Uygulamalar

Var olan çalışmalara her geçen gün bir yenisinin eklenmesi, üretim aşamasında daha sürdürülebilir yapıların elde edilmesine neden olmaktadır. Böylece doğanın korunması kadar israfın da önüne geçilecektir.

Biyoçeşitliliğin Korunması

Üretim aşamasında toprağa zarar verilmemesi tam tersine toprağın korunması gerekmektedir. Uzun vadeli çalışmalarda toprağın verimliliğini arttırmak adına özel bakliyat ve hububat tohumları kullanılmalı, doğal olarak güneşten ışığını alarak yetişmesi sağlanmalıdır. Böylece toprak başta olmak üzere canlıların da yaşamı desteklenmektedir.

Sıfır Atık Belgesi

Markaların, yetiştirme ve üretim sürecinde oluşturduğu yaklaşım ile Sıfır Atık Belgesi alması mümkündür. Bu belgeye sahip markaların tercih edilmesi doğaya karşı koruma ve sürdürülebilirlik elde edilmesine neden olacaktır.

Sürdürülebilir Tarım

Çiftçi ve genel üretimde bulunan bireylerin ziraat mühendisleri aracılığıyla doğru tohum, gübreleme ve yetiştirme konusunda bilinçlenmesi gerekir. Bu bilinç sayesinde sürdürülebilir tarım doğaya dost bir şekilde sağlanmaktadır.

Düşük Karbon Ayak İzi

Karbon ayak izinin düşük olması doğayı koruma yollarından birisidir. Markaların bu yönde hesaplatmalar yapması ve düşürmeye yönelik hareket etmesi önem arz etmektedir. Yayla Agro Gıda bu konuda nadir hesaplatma yapan firmalardan birisidir.

Geleceğe Yatırım: Sürdürülebilirlikle Karbon Ayak İzimizi Hesaplattık

Karbon ayak izi; karbondioksit cinsinden ölçülerek elde edilen ve insanın doğaya zarar verme potansiyelini ifade eden bir kavramdır. Doğaya salınan sera gazının tespit edilmesi amacıyla ölçümlenmektedir. Her bireyin ve markanın bir karbon ayak izi mevcuttur. Kişisel ve kurumsal çalışmalar ile karbon ayak izinin düşürülmesi hedeflenmelidir.

Yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir bir üretim adına Yayla Gıda, karbon ayak izini hesaplatmıştır. Sayılı markalar arasında yer alarak bu ölçümü yapan markanın, 2030 yılına kadar karbon ayak izini sıfıra indirme amacı bulunmaktadır.

Gerek gıdaların yetiştirilmesi gerekse hasat sonrası üretim ve paketleme aşamasında özenle hareket eden Yayla Gıda, çeşitli faaliyetlerde öncü olmaktadır. Gıda sektöründe yenilikleri oluşturmaya devam ederken sürdürülebilir bir tarım amacını güttüğünü söylemek mümkündür. Bu yöndeki çalışmaları ile doğayı korumak ve bir sonraki nesil için kaynak bulundurmayı hedeflemektedir.

Bu makale size faydalı oldu mu?

Popüler Yazılar