Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Toplumsal Cinsiyet Nedir?
Toplumsal cinsiyet, toplumda erkek ya da kadın olmakla ilişkilendirilmiş olan sonradan öğrenilmiş, sosyal özellikler, farklılıklar ve ilişkiler hakkındadır. Biyolojik farklılıklarla ilgili değildir. Çünkü biyolojik farklılıklar sabittir ve insanın doğumuyla belirlenir. Toplumsal cinsiyet ise dinamiktir. Değişime tabidir; toplumlar ve topluluklar içinde sosyal olarak oluşturulur, öğrenilir ve uygulanır. Ayrıca, ekonomi, yaş, etnik köken, din ve eğitim düzeyleri gibi daha birçok faktörden etkilenir.
Toplumlar kadın ve erkeklere çeşitli cinsiyet rolleri yüklerler bu nedenle çoğu toplumda kadın ve erkekler arasında eşitsizlikler bulunmaktadır. Bu eşitsizlikler istihdam fırsatları, cinsiyetlere verilen sorumluluklar, cinsiyetlerden beklenenler ve karar verme fırsatları ile ilgili olabilmektedir. Toplumsal cinsiyet anlayışı, kadınların ve erkeklerin sosyal olarak tanımlanmış rolleri ve de bu rollerin onların toplumsal güçlerini, yaşamsal fırsatları ve kaynaklarını nasıl etkilediği ile ilgilidir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Neden Önemlidir?
Cinsiyet Eşitliği olarak tanımlanan kadın ve erkekler arasındaki insani eşitlik, hem insan haklarının hem de çalışan haklarının merkezinde yer almaktadır. Cinsiyet eşitliği, uygulanabilir tüm programlar, projeler ve kurumsal çalışma alanlarındaki tüm politikalar aracılığıyla teşvik edilmelidir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 1. Maddesi; “Tüm insanlar özgür ve onur ve haklar bakımından eşit doğarlar” demektedir. Bu beyanname, Cinsiyet Eşitliğini her zaman öğretmeyi, teşvik etmeyi ve uygulamayı içermektedir.
Birçok ülkede kadınlar, erkekler ile aynı eğitim ve istihdam olanaklarına sahip değildir. Aynı zamanda toplumsal kültürleri nedeniyle önemli kararları alma sorumluluklarından yoksundurlar. Bu durum kadınların sömürü, insan ticareti, istihdamda eşitsizlik, mesleki gelişim ve sosyal statü gibi yaşamsal konularda savunmasız kalmalarına neden olmaktadır.
Devletlerin, erkeklerin ve kadınların haklarını korumaları ve eşitliğe teşvik etmeleri gereklidir. Bunun için öncelikle, eğitime ve istihdama eşit erişim dahil olmak üzere, temel insan haklarının korunması açısından kadınların karşılaştıkları cinsiyete özgü toplumsal eşitsizlikleri ve zorlukları anlamak ve de kabul etmek önemlidir. Çünkü, yaygın kültürel nedenlerden dolayı, cinsiyet eşitsizliği hala kadınları erkeklerden daha fazla etkileme eğilimindedir.